26 Eylül 2012 Çarşamba

El Yapımı Eşleştirme ve Hayvanları Tanıtma Kartları

Oğluma kendim eşleştirme ve hayvanları tanıtma kartı yaptım.Artık oğlum bazı hayvanları görünce onları tanıyıp isimlerini söyleyebiliyor tabi kendi dilinde.Çocukların beyinlerinin bilgisayar hard diski gibi hızlı olduğunu söylerler.Gerçekten de bu yaşlar itibariyle algıları o kadar yüksek ki ne versen sünger gibi emiyorlar.Bende oğlumun gelişimine bir nebze olsun katkıda bulunmak için bu kartları yapmaya karar verdim.Hep ekonomik hem pratik oldular.Sizde kendi eşleştirme ve eğitici kartlarınızı kendiniz yapmak isterseniz işte gereken malzemeler:
 *Karton
*El işi kağıdı
*Uhu
*Şeffaf bant
*Makas



 




İlk önce kartonları istediğim ölçülerde kestim.Renkli el işi kağıtlarını da aynı ölçülerde kestim.Kartonlarımızın üzerine yapıştırdım.Sonra kırtasiyelerde 1 tl.ye satılan hayvanlar,sebzeler, vb. resimlerin olduğu yapışkanlı stikırları renkli kağıtla kaplı kartonların üstüne yapıştırdım.Bazılarında hayvanların isimleri üzerinde yazılı ama bazılarında olmadığı için kendim elle yazdım.En son da yaramaz bıdığım resimleri yırtmaya kalkışmasın diye geniş selobant ile lamine ettim(kapladım).Böylece daha dayanıklı oldular.İşte tüm aşamaları bu sadece 3-5 tl.ye bu kartları yapmak mümkün.



Bu da oğlumun mama kutularından yaptığım kutumuz.Kartlarla işimiz bitince içine yerleştiriyoruz.bunun içinde 3 adet mama kutusunu belli bir uzunlukta kestikten sonra uhu ile birbirlerine yapıştırdım.dış yüzeyini yapışkanlı kağıtla kaplayıp en son lamine ettim.

24 Eylül 2012 Pazartesi

Nurturia Anneleri ile Buluşma

Geçen cumartesi (22 Eylül) Nurturia anneleri ile kaynaşma buluşmamız vardı.Nurturia ,annelerin çocuklarını büyütürken yanında olan sorunlarını,fikirlerini ,tecrübelerini paylaşabildiğin bir site.Bu siteye üye olduğum için çok mutluyum.Sanal da olsa yeni insanlarla tanışmak, bilgi paylaşımında bulunmak oğlumu büyütürken bana epey yardımcı oluyor.Nurti ailesinden İzmirli annelerle kıpraşmamızı herkesin gelebileceği ortak yer olarak Alsancak Tarihi Hava Gazı Binasında gerçekleştirdik.Mekana daha önce hiç gitmemiştim ve merak etiğim bir yerdi.İçerisi oldukça geniş ferah bir yer.Bahçesi de bol yeşillikli güzel bir alan.Zaten İzmirdeki açık hava konserlerinin çoğunlukla yapıldığı bir mekan.10 anne ve birbirinden tatlı 10 bıcırıkla  tanışmış olduk böylece.Çocuklarımızın yaşı gereği birlikte oynamasalar da bir arada olmak hepimiz için iyi geldi.Kendi adıma tüm annelerle tanıştığıma sevindim.Gerçi kuzularımızın peşinde koşmaktan birbirimizle çok sohbet etme fırsatı yakalayamasak da başka bir kıpraşmada buluşmak dileğiyle güzel anılarla oradan ayrıldık.Böylece oğlumun kendi çevremizin dışında da sosyalleşmesinin ilk adımlarını atmış olduk.Bir sonraki kıpraşmayı dört gözle bekliyorum.Teşekkürler Nurturia ailesi ve anneleri iyi ki sizi tanıdım ve iyi ki varsınız.

Resmini çekmeyi unuttuğumdan İzmir kent portalı  sitesinden koyayım dedim.Gerçekten de güzel bir mekan değil mi?

20 Eylül 2012 Perşembe

Mete'nin Lugatı 2

15 aylık olan oğlumun lugatına yeni kelimeler ve anlamları eklendi.Bu ay boyunca bakalım daha neleri eklicez bu lugatımıza.İşte onlar;

15-Bi:Bir
16-Mi: İnek
17-Aydede
18-Mama:Lamba( çantaya da aynı kelimeyi söylüyor)
19-Baby:Bebek
20-Cici: Elbiselerimizi giymek

Bu arada arabalara artık bu diyor.

21-Çi çi: Çiçek
22-Aci:Üzüm
23-Hitçi:Uçak,helikopter
24-Krıkrı:Salatalık
25-Anane:Anneanne
26-Diç:Sandalyeye oturmak
27-Atti:Top

Oğlum 3 gün sonra 18 aylık olacak ve işte yeni kelimelerimiz.(10,12,2012)
28-Bak
29-Otu
30-Kalk
31-Apaka:Ayakkabı
32-Alma:Elma
33-Maynun:Maymun
34-Düdük

19 Eylül 2012 Çarşamba

Annelik Her Canlı İçin Aynı

İki gündür oğlumu dışarı gezdirmeye çıkardığımda benzer iki tabloyla karşılaştım.Birisinde durum şuydu.Evimizin yanınadaki boş arsada bir kedi ve daha bir ay evvel önce doğurduğu yavruları var.Her dışarı çıktığımızda oğlumla bakarız bu kedilere.Geçen gün anne kedi yaslanmış duvara yavrularını  emziriyor.3 yavru kedi bir hışımla annelerini emerken annesi patisini yavrularından birinin üstüne atmış dışarıdan gelebilecek tehlikelere karşı onu korumaya çalışıyor işte annelik güdüsüyle.Görünce o kadar duygulandım ki.
İkinci tabloda ise oğlumu arabasıyla gezdirirken sokağın başında bir kedi yürüyor.Bende  oğluma gösteriyorum kedi nerde diye.Tam karşısından da minik yavruları ona doğru koşmaya başlamasın mı? Tam da işten eve gelen anne oğul buluşması gibiydi.Öyle hoşuma gitti ki  kedi bile olsa annelik tüm canlılar için aynı.Yavrularını tüm tehlikelerden korumak için kol kanat gererler.Ve gün içinde uzak kalsalarda kavuşmaları bizler için de o sevimli canlılar için de aynı.

17 Eylül 2012 Pazartesi

Tavuk Köftesi

500 gr. tavuk göğsü
1 adet soğan
maydanoz
1 yumurta
tuz,kimyon,kırmızı toz biber
sıvı yağ

Köfte deyince aklımıza genelde hep kıymadan yapılmış olanı aklımıza gelir ama farklı bir alternatif olarak tavuk köftesi de yapılabilir.Bizim bugünkü menümüzde tavuk köftesi,yoğurt ve bulgur pilavı vardı.İşte resimleriyle köftemizin yapılışı:

 Tavuğumuzu yıkadıktan sonra küçük parçalara ayırıyoruz.Daha sonra içine birkaç parçaya ayırdığımız soğanı ve bir tutam maydanozu da ilave edip robottan geçiriyoruz.






Robotta kıyma haline gelen etimizin içine tuz,kimyon,kırmızı toz biber ve yumurtamızı da koyup elimizle yoğuruyoruz.







Bu köftenin kıvamı biraz cıvık gibi oluyor .Ama elinize yapışmasını önlemek için köfte şekli vermeden önce elinizi biraz yağladığınızda kolayca şekil verebilirsiniz.






Bu da köftemizin kızartılmış hali.Ama kızarttıktan sonta mutlaka bir peçete üzerine koyun ki fazla olan yağı varsa emilsin.Afiyet olsun.

14 Eylül 2012 Cuma

Köpek Dişleri

Oğlum 15 aylık oldu.Bu ayda bizi köpek dişlerimiz karşıladı.Oğlumun çoktandır kabarık olan köpek dişlerinden bir tanesi (üst sağ) uç gösterdi.Bu dişin çıktığını da tesadüfen gördüm yine.Umarım bu dişleri sorunsuz çıkarırız.Alt 1. azılardan sonra bünyemiz bir hayli sarsılmıştı.Yakında benim oğlum da köpekler gibi hav hav bizi ısırmaya başlar artık :)) .Bakalım 15.ayda Mete'de hangi ilklerle karşılaşacağız.
Oğlum 14.ayda da alt yan kesicilerden dördüncüsünü çıkarmıştı.Dişlerimiz erken çıkıyor ama inşallah erken çürümeye başlamazlar.

12 Eylül 2012 Çarşamba

Yufkalı Barbunya

500 gr. barbunya
1 adet soğan
tuz,salça
yufka(ev yapımı) için:  1 yumurta
                                  2 su bardağı un
                                   ılık su,tuz


Yapılışı:Soğanları küçük küçük doğrayıp pembeleşene kadar kavuruyoruz ve üzerine salçayı da ekleyip biraz pişiriyoruz.Sonra ayıklanmış taze barbunyalarımızı ve tuzunu (az) da ekleyip 2-3 bardak su ile barbunyalarımız yumuşayıncaya kadar haşlıyoruz.Pişmeye yakın yufkalarımızı da elimizle minik minik parçalayıp yada bıçakla kesip(resimdeki gibi) içine atıyoruz.Piştikçe zaten yoğunluğu da artacak.Resimde barbunya görünmüyor çünkü barbunyaları tel süzgeçle süzdüm.Kabukları sert olduğundan oğlum yemek istemiyor ayrıca kabukları çok gaz yapıyor.

Yufkamızın yapılışı: Yumurta,un,tuz ve suyumuzu bir kabın içinde elimizle yoğuruyoruz.Gerekirse un ilavesi yapabilirsiniz.Kıvamı biraz sert olmalı.Hamurumuzu yarım saat kadar dinlendirip küçük bezeler halinde koparıyoruz.Herbirini oklava ile açıp kenarda bekletiyoruz. Benim hamurumdan 4 adet yufka açıldı ve o kadar bereketliymiş ki yemeğin içine koymamın yanı sıra 1 tanesiyle mantı ve kalanlarla da daha sonra kullanmak üzere erişte yaptım.
 

10 Eylül 2012 Pazartesi

Balkanlardan Gelen Eşsiz Lezzet: Lutenitsa

Bu hafta sonumuz gayet yoğun geçti.Kış hazırlıklarından biri olan lutenitsa yaptık 2 gün boyunca.Yapması zahmetli ama yemesi bir o kadar lezzetli olan bu kışlık sosumuz bizi epey uğraştırdı.Birde 3 aile için yapınca haliyle malzemeler de çoğaldı.Gelelim şimdi nasıl yaptığımıza;
 İşte gereken malzemelerimiz: *35 kg. kırmızı biber (kapya)
                                              *15 kg. domates
                                              *9 kg.patlıcan
                                              *1 kg. havuç
                                              *1,5 kg. sıvı yağ
                                              *tuz
Bu da görsel olarak yapılışı.

ilk önce biberlerimizi yıkayıp içlerini temizliyoruz ve kuruması için güneşe bırakıyoruz.


Sonra biberlerimizi ve patlıcanlarımızı közlüyoruz.






Yıkanmış olan domateslerin saplarını kesip dörde bölüyoruz.Havuçlarımızı da haşlayıp dış zarını soyuyoruz.







Közlemiş olduğumuz patlıcanların ve biberlerin de kabuklarını soyuyoruz.Burada dikkat etmemiz gereken siyah kabukların iyice temizlenmiş olması yoksa sosun içinde yerken ağza geliyor.








Domateslerimizi rondodan yada kıyma makinasından (bizimkisi kıyma makinası) geçiriyoruz.










Patlıcanlarımızı da rondodan geçiriyoruz.









Biberlerimizi de rondodan geçiriyoruz.








1,5 kg. sıvı yağ ile önce domateslerimizi suyunu çekene kadar pişiriyoruz.







Pişen domateslerimizin üzerine rondodan geçirdiğimiz havuç,patlıcan ve biberlerimizi de ekleyip bir miktar tuz ile hepsini özdeşleşene kadar pişiriyoruz.Kıvamı ekmeğe sürülecek kadar olunca ateşten indirip kavanozlara dolduruyoruz.





Kavanozlara sosu daha sıcakken koyduğunuzda kapaklarını sıkıca kapatıp ters çevirirseniz kaynatmanıza gerek kalmıyor.Ama sos ılıyınca kavanozlara doldurursanız kavanozları suyla kaynatmanız gerekir.Biz suyla kaynatarak yaptık.

Bu da kavanozlarımızın bitmiş hali.Geçen gün açtım bir tane tadı gerçekten çok güzel olmuş.

7 Eylül 2012 Cuma

Kış Hazırlıkları

Sonbahara girdiğimiz şu günlerde çarşı pazar pek bir hareketlendi.Kışlık hazırlıklarına başlandı çoğu evlerde.Bizim evimizde de geçen hafta itibari ile start verildi tüm hazırlıklara.İlk önce kışlık domates konservelerimizi yaptık.Resimlerden de görüldüğü gibi yanında biber turşumuz ve kapyamızı da yaptık.


Gelelim şimdi nasıl yapıldıklarına.Ama bunları tabi ki de tek başıma yapmadım zira bayağı yorucu ve uğraş gerektiren işler bunlar.
Domates konservesi: *10 kg. domates
                                    * tuz (5-6 yemek kaşığı kadar)
                                    *maden suyu şişeleri yada kavanoz
İlk önce yıkamış olduğumuz domateslerin saplarını bıçak yardımıyla ayırdık ve dörde böldük.Daha sonra kıyma makinesi yada rondodan domateslerimizi geçirdik.İçerisine tuzumuzu ilave ettik ve güzelce karıştırdık.Yalnız tuzunu siz ağız tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.Daha önceden yıkanmış olan şişelerimize huni yardımıyla doğranmış ve tuzlanmış karışımı koyuyoruz.Sonra kendi özel kapak kapatma makinasıyla kapaklarını bir güzel kapatıyoruz.İşte burası kol gücü isteyen bir iş olduğu için bunu sevgili babacığım yaptı.Aslında pek çok şeyi o yaptı ama bizde yardım ettik tabii elimiz armut toplamadı yani :)) Kapakları kontrol ettikten sonra şişeleri  gazete kağıtlarına sarıp suyla kaynatacağımız geniş tencerenin içine yerleştiriyoruz.Biraz kaynattıktan sonra ateşten indirip şişeleri tek tek ters çeviriyoruz.İşte hepsi bu ....Kış için tek kullanımlık kolaylık sağlıyor maden suyu şişeleri.Ama kavanozlarda da yapmak mümkün tabi.

Kapya(közlenmiş biber turşusu): *Kırmızı biber (kapya biberi)
                                                       *Tane karabiber
                                                       *Defne yaprağı
                                                       *Sarımsak
                                                       *Sirke
                                                       *Sıvı yağ
                                                       *Tuz
Kırmızı biberlerimizi yıkayıp güneşte kurutuyoruz.Sonra odun ateşinde yada fırında közleyip kabuklarını ve çekirdeklerini temizliyoruz.Ama odun ateşinde pişenin tadı bir başka oluyor ben öyle yapıyorum.Bir kabın içine sirke ve yağ karışımını hazırlıyoruz.Bunu siz kendi ağız tadınıza göre ayarlayabilirsiniz.Mesele 1 su bardağı yağ ile 2 su bardağı sirke gibi.İçine kapyalarımızı bütün yada iki parça halinde hepsini koyup tuzla birlikte karıştırıyoruz.Kavanozlarımızın dibine 5-6 tane karabiber, 1 diş sarımsak ve 1 defne yaprağını koyup sirkeli karışımın içindeki kapyalarımızı kavanozlarımıza pay ediyoruz.Aralarına da sarımsak eklemeyi unutmayın.Kalan sirkeli karışımı da kavanozlarımızın içine döküyoruz.Ağzına kadar dolu olmalı.Eğer sirkeli karışım yetmezse tekrar hazırlayıp kavanozların içine döküyoruz.Kapaklarını sıkıca kapatıp yine domates konservesindeki gibi suyla kaynatıyoruz.Pişince ters çevirip soğuyana kadar öyle bekletiyoruz.Tadı enfes oluyor mutlaka denemenizi tavsiye ederim.Soğuk kış günlerinde yenecek harika bir konserve.
Kış hazırlıklarımız tüm hızıyla devam ediyor.Bakalım önümüzdeki haftalarda hangi lezzetlerle buluşacağız.


2 Eylül 2012 Pazar

Sütlü Kuskus



3 yemek kaşığı kuskus
1 fincan süt
tere yağ



Yapılışı: Çok az eritmiş olduğumuz tereyağının içine kuskusları da ekleyip rengi biraz dönene kadar kavuruyoruz.Sonra içine 1 su bardağı suyu da ekleyip kuskuslarımız diriliğini yitirene kadar pişiriyoruz.Şekli biraz büyüyünce içine sütümüzü de ekleyip 5 dk. daha kaynatıyoruz.Ben kıvamını çok sulu yapmadım çorba gibi.Kıvamı sulu pilav gibi oldu.Pilav gibi yapınca çiğnemesi biraz zor oluyor.Böyle ise gayet güzel yedi deneyin göreceksiniz.

Mete'nin Lugatı

Oğlum 14.5 aylık oldu ve haliyle her geçen gün sözcük haznesine yeni birşeyler ekleniyor.Tabii kendi dilinde :)) İşte kullandığımız kelimeler ve karşılıkları.
1-Anne
2-Baba
3-Dede
4-Mama
5-Ah gidi: Kedi ve kedi familyasındaki tüm hayvanlar
6-Vav Vav: Köpek ve cinsleri
7-Gaga : Kuş ve kuş familyası
8-Brın brın:Araba ve tüm çeşitleri
9-Aç
10-Al
11-Stı gibi bişey diyor:su istiyor yani
12-Haydi: Dışarı yada aşağıya gidelim demek
13-Aba:Abla
14-Nene

Bunun yanısıra uçak yada helikopter geçerken sesinden tanıyor görmese bile.Göbüşün nerde dendiğinde tişörtünü kaldırarak gösteriyor ve saçın nerde dendiğinde saçlarını gösterebiliyor.Kısacası epey yol katediyoruz sevgili küçük adamımla."Küçük adam "evet bu oğluma ailemizin söylediği lakabı.Gerçekten de tıpkı küçük bir adam gibi oğlum:)) Ve iki gündür geceleri sık sık ağlayarak uyanan oğlumun sorunu ortaya çıktı alttan yan kesici 4.dişimiz de nihayet çıkmaya başladı.Geriye kaldı 2.azılarımız ve köpek dişlerimiz.Bakalım onlarda bizi ne gibi sıkıntılar bekliyor.